NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
23 - (2558) حدثني
يحيى بن يحيى.
قال: قرأت على
مالك عن ابن شهاب،
عن أنس بن
مالك؛
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال "لا
تباغضوا ولا
تحاسدوا ولا
تدابروا.
وكونوا، عباد
الله! إخوانا.
ولا يحل لمسلم
أن يهجر أخاه
فوق ثلاث".
[ش
(ولا تدابروا)
التدابر
المعاداة.
وقيل المقاطعة.
لأن كل واحد
يولي صاحبه
دبره. (كونوا
عباد الله
إخوانا) أي
تعاملوا
وتعاشروا
معاملة الإخوة
ومعاشرتهم في
المودة
والرفق
والشفقة والملاطفة
والتعاون في
الخير ونحو
ذلك. مع صفاء
القلوب
والنصيحة بكل
حال].
{23}
Bana Yahya b. Yahya
rivayet etti. (Dediki): Mâlik'e, İbni Şihâb'dan dinlediğim, onun da Enes b.
Malik'den rivayet ettiği şu hadîsi okudum: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem):
«Birbirinize buğz
etmeyin! Birbirinize hasedlik çekmeyin! Ve birbirinize sırt çevirmeyin! Ey
Allah'ın kulları! Kardeş olun! Bir müslümana kardeşini üç geceden fazla terk
etmesi helâl olamaz!» buyurdular.
23-م - (2559) حدثنا
حاجب بن
الوليد. حدثنا
محمد بن حرب. حدثنا
محمد بن
الوليد
الزبيدي عن
الزهري. أخبرني
أنس بن مالك؛
أن رسول الله
صلى الله عليه
وسلم قال. ح
وحدثنيه
حرملة بن
يحيى. أخبرني
ابن وهب. أخبرني
يونس عن ابن
شهاب، عن أنس،
عن النبي صلى
الله عليه
وسلم. بمثل
حديث مالك.
{M-23}
Bize Hâcib b. Velîd rivayet
etti, (Dediki): Bize Muhammed b. Harb rivayet etti. (Dediki) : Bize Muhammed b.
Velîd Ez-Zübeydî, Zührî'den rivayet etti. (Demişki): Bana Enes b. Mâlik haber
verdiki,
Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuşlar, H.
Bana bu hadîsi Harmele
b. Yahya da rivayet etti. (Dediki): Bana İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana
Yûnus, îbni Şihâb'dan, o da Enes'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'den naklen Mâlik'in hadîsi gibi rivayette bulundu.
23-م 2 - (2559) حدثنا
زهير بن حرب
وابن أبي عمر
وعمرو الناقد.
جميعا عن ابن
عيينة، عن الزهري،
بهذا الإسناد.
وزاد ابن
عيينة "ولا تقاطعوا".
{M-23-2}
Bize Züheyr b. Harb ile
İbni Ebi Ömer ve Anıru'n-Nâkid, hep birden İbni Uyeyne'den, o da Zührî'den
naklen bu isnâdla rivayette tulundular. İbni Uyeyne:
«Birbirinizle alâkayı
kesmeyin!» cümlesini ziyâde etmiştir.
23-م 3 - (2559) حدثنا
أبو كامل.
حدثنا يزيد
(يعني ابن
زريع). ح
وحدثنا محمد
بن رافع وعبد
بن حميد.
كلاهما عن
عبدالرزاق.
جميعا عن
معمر، عن
الزهري، بهذا الإسناد.
أما رواية
يزيد عنه
فكرواية
سفيان عن
الزهري. يذكر
الخصال
الأربعة
جميعا. وأما
حديث عبدالرزاق
"ولا تحاسدوا
ولا تقاطعوا
ولا تدابروا".
{M-23-3}
Bize Ebû Kâmil rivayet
etti. (Dediki): Bize Yezîd (yâni İbni Zürey') rivayet etti. H.
Bize Muhammed b. Râfi'
ile Abd b. Humeyd de ikisi birden Abdürrazzâk'dan rivayet ettiler. Bu râvilerin
hepsi Ma'mer'den, o da Zührî'den bu İsnadla rivayette bulunmuşlardır.
Yezîd'in Ma'mer'den
rivayeti, Süfyân'ın Zührî'den rivayeti gihidir; dört hasleti birden zikreder.
Abdürrazzâk'ın rivayetinde ise: «Birbirinize hasedlik çekmeyin! Birbirinizle
alâkayı kesmeyn! Ve birbirinze sırt çevirmeyin!» şeklindedir.
24 - (2559) وحدثنا
محمد بن
المثنى. حدثنا
أبو داود.
حدثنا شعبة عن
قتادة، عن
أنس؛
أن
النبي صلى
الله عليه
وسلم قال "لا
تحاسدوا ولا
تباغضوا ولا
تقاطعوا.
وكونوا، عباد
الله! إخوانا".
{24}
Bize Muhammed b. Müsennâ
da rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Dâvûd rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be,
Katâde'den, o da Enes'den naklen rivayet etti ki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) :
«Birbirinize hasedlik
çekmeyin! Birbirinize buğz etmeyin. Ve
birbirinizle alâkayı kesmeyin! Kardeş olun ey Allah'ın kulları!» buyurmuşlar.
24-م - (2559) حدثنيه
علي بن نصر
الجهضمي.
حدثنا وهب بن
جرير. حدثنا
شعبة، بهذا
الإسناد،
مثله. وزاد "كما
أمركم الله".
{M-24}
Bu hadîsi bana Aliy b.
Nasr El-Cehdamî rivayet etti. (Dediki): Bize Vehb b. Cerîr rivayet etti.
(Dediki): Bize Şu'be, bu isnâdla bu hadîsin mislini rivayet etti. Ve:
«Allah'ın size emrettiği
gibi» ifadesini de ziyâde eyledi.
İzah:
Bu hadîsi Buhârî
«Kitâbü'I-Edeb'in bir iki yerinde Ebû Hureyre ve Enes (Radiyallahu anh) 'dan
tahrîc etmiştir.!
Hased: Bir ni'metin dîn
kardeşinden alınıp kendisine verilmesini istemektir, ki pek çirkin bir şeydir. Buğz:
Sevginin zıddıdır.
Tedâbür: Birbirlerine
Sırt çevirmek demektir. Kaadî İyad'a göre bundan murad : Birbirinize düşmanlık
etmeyin! demektir. «Birbirinizi terk etmeyin!» mânâsına geldiğini söyleyenler
de vardır.
Taberânî diyor ki: «Bu
gibi şeyler kazanmakla elde edilmez. Binâenaleyh onları teklif de doğru
değildir. Buradaki nehiy onların sebeplerine hamledilir. Yâni buğzu, hasedliği
ve küsüşmeyı îcabeden işleri yapmayın! demektir.»
Zührî'nin rivâyetindeki
dört hasletten murad: Buğzetmemek, hasedlik çekmemek, birbirine sırt çevirmemek
ve kardeş olmaktır. Şafiîler'e göre bu hadîs bir müslümanın dîn kardeşi ile üç
günden fazla dargın kalmasının haram; üç gün dargınlığın ise mubah olduğuna
delildir. Üç günden fazla süren dargınlığın haram olduğuna nassı ile, üç günlük
dargınlığın mubah olduğuna ise mefhûm-ı muhalifi ile delâlet etmektedir. Üç
günlük dargınlığın affedilmesi, insanın yaradılışında gadab ve kötü huyluluk
bulunduğundandır.
Hanefîler'e göre
mefhum-ı muhalefet sahih delîl değildir. Onlarca üç günden fazla dargınlığın
haram olduğunu beyân, üç gün dargın durmanın helâl olmasını iktizâ etmez.
Bâzıları bu dargınlığın
dünyaya aid bir iş için üç gün olduğunu, âhiret için olursa üç günden fazla
dargın durmanın meşru' kılındığını söylemiş; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'in Tebûk gazasına iştirak etmeyen üç kişi ile elli gün konuşmadığını,
ashabına da onlarla konuşmamalarını emrettiğini buna misal göstermişlerdir.
Bilâhare bu zevatın tevbeleri kabul buyurulduğuna dair âyet inmiş ve
müslümanlar kendileri ile konuşmaya başlamışlardır.
Dargınlığın sırf bir
selâmla sona erip ermiyeceği ulemâ arasında ihtilaflıdır. Cumhura göre mücerred
bir selâm vermek veya almakla dargınlık sona erer. Bu rivayette İmam Mâlik'in kavli
de budur. İmam Ahmed'e göre dostluk eski haline dönmedikçe dargınlık geçmiş
sayılmaz. Mâlikiler'den İbni Kaasim'in kavli de budur.